Okuma Süresi: 4 dakika /
Bitki Bazlı Deri: Modanın Sürdürülebilir Geleceği
Günümüzde daha çok insan, gezegenimizin ve beraber yaşadığımız canlıların refahı üzerinde zararlı etkileri olduğu gösterilen geleneksel malzemelere çevre dostu, etik temelli alternatifler aramaya başlamıştır. Aynı zamanda, hayvan kullanımının ardındaki acı dolu gerçekler ve bu sömürünün sonlanması için verilen mücadele de daha görünür hale gelmiştir. Bu durum da insanların tüketim tercihlerini, beslenme ve yaşam biçimlerini sorgulamalarını, böylelikle yeni alternatif arayışlarına girmelerini sağlamıştır. Moda endüstrisinde oluşan bu alternatiflerden biri, belki de en şaşırtıcı ve yenilikçisi ise bitkisel deri.
Adından da anlayabileceğimiz üzere hayvan derisinden farklı olarak bitkisel deri, elma, mısır, ananas, muz, kaktüsler, yeşil çay, hindistan cevizi gibi çeşitli bitkilerin ve mantarların kendileri ve atıkları kullanılarak yapılan bir deri çeşididir. Bu sayede de hayvanların yetiştirilmesini ve öldürülmesini gerektirmediği gibi geleneksel deri tabaklama işleminde yer alan zararlı kimyasallara ve süreçlere ihtiyaç duymadığı için insanlığın, hayvanların ve gezegenimizin geleceği için umut vaad eden bir devrimdir. Üstelik, hayvansal deri gibi bir görüntü ve hissiyata sahip olsa da tamamen sömürüsüz, vegan ve eşitlikçidir.
On dokuzuncu yüzyılda hayvansal derinin yerine geçecek ilk sentetik ürünün geliştirilmesinden bu yana, insanlar çeşitli sentetik türevleri denemeye başlamış ve hayvandan türetilmemiş deri alternatifleri kalite, dayanıklılık ve verimlilik açısından son derece geliştirmiştir. Ancak bu alternatiflerin çoğu, sentetik polimerler, poliüretan ve polivinil klorür gibi plastiklerden yapılır ve gezegenimiz için sürdürülebilir kaynak ve malzemeler değiller. Bununla birlikte, bu seçenekler her ne kadar hayvan zulmünün önüne geçiyor olsa da yeterli ve sürdürülebilir bir alternatif olarak değerlendirilemez ve doğada biyolojik olarak parçalanamaz. Bu nedenle de kullanım ömürlerini tamamladıkları kısa bir süre zarfı sonrasında ekosistemi kirletmeye devam ederler. Bitkisel deri ise, yüksek oranda biyolojik olarak parçalanabilir olması ve üretimi sırasında çevreyi kirletmemesi nedeniyle çok daha sürdürülebilir ve doğa dostu bir seçimdir.
Bitkisel Deri Neden Bizi Heyecanlandırmalı?
Bitki atıklarının ve mantarların giydiğimiz ayakkabılar ve kıyafetlere dönüşebiliyor olması başlı başına hayrete düşürücü bir devrim olsa da, gerek üretim süreçleri gerek tüketim gerekse etki bakımından bitkisel derinin günümüz ve geleceğimiz için bizi heyecanlandıracak pek çok yönü mevcut.
Sömürüsüzdür
Bitkisel deri yalnızca iyi görünmeyi sağlamaz, aynı zamanda iyi hissetmemizi de sağlar, çünkü sömürü içermez. Her yıl farklı türlerde milyarlarca hayvanın derileri için katledildiği göz önünde bulundurulduğunda yalnızca bu sebepten ötürü bile bitkisel derinin neden bu kadar önemli ve gerekli olduğunu anlayabiliriz. Hayvansal deri üretimi için timsahtan balinaya, köpekten kanguruya kadar pek çok farklı hayvan türü kullanılır. Genelde derisi için öldürülen her hayvanın yenmediği gerçeği de göz önüne alındığında, derinin bir yan ürün olması fikrinin dışında kalan ve doğrudan deri üretimini destekleyen bir motivasyonun varlığını da görmekteyiz. Bu nedenle de hayvan derisinin yalnızca bir yan ürün olduğu, hayvansal et tüketimi devam ettikçe var olmaya devam edeceği de gerçeği yansıtmamakta ve hayvansal deri kullanımı da en az diğer hayvansal ürünlerin kullanılması kadar sömürü içermektedir. Oysa bitkisel deri, hayvansal derinin sağlamış olduğu doku, dayanıklılık, uzun ömürlülük gibi avantajların yanına en önemli olanını ekler: hayvanları yaşam denkleminin dışında bırakmamak!
Çok Daha Çevre ve Sağlık Dostudur
Hayvansal derinin üretimi, yüksek miktarda su ve enerji kullanımı gerektirir. Bir çift hayvansal deri çizmenin tam sekiz bin litre su ayak izine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Bu yaklaşık bin kez sifon çekmeye ya da bir musluğun beş yüz yetmiş dakika boyunca açık kalmasına eşdeğerdir. Oysa bitkisel deri, atık veya israf edilecek olan bitki artıklarına yeniden hayat vererek su ayak izini önemli ölçüde azaltır ve yüksek enerji kullanımına ihtiyaç duymaz!
Bilinenin aksine, hayvansal deriden ürünlerin üretilebilmesi için derinin öncelikle işlenebilir hale getirilmesi gereklidir. Çünkü hayvan derisi de vücudun geri kalanı gibi doğal olarak ayrışır ve deriyi koruyarak yıllarca parçalanmaması için dayanıklı hale getirebilmesi geçirdiği işlemlerle mümkündür. Bu işlemler için kimisi siyanür bazlı olan mineral tuzlar, kömür katranı türevleri, yağlar, boyalar ve cilalar dahil olmak üzere pek çok zehirli kimyasal madde kullanılır ve yine toksik kimyasal içerikli farklı aşamadan geçilmesi gerekir. Bu ölümcül kimyasallar sektörde, özellikle de üretimde çalışan insanların sağlığını ciddi şekilde tehdit ederek meslek hastalıklarına sebebiyet verir. Sektör çalışanları uzun süreli enfeksiyonlardan çeşitli deri ve ciğer hastalıklarına kadar hayatları boyunca pek çok sağlık sorunuyla mücadele ederler.
Hayvansal deriyi işlerken kullanılan kimyasallar biz tüketiciler için de oldukça tehlikelidir. Yalnızca cilde temas ederek sağlığımıza zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda çevre üzerinde de yıkıcı bir etki bırakırlar. Ancak bitkisel derinin işlenmesi için hayvansal deride olduğu gibi zehirli kimyasallara ihtiyaç duyulmaz. Bertaraf edildiğinde, çevreye zarar vermez. Ölümcül kimyasalları içermediği, üstelik hava alabildiği için de sağlığımızı ve sektörde çalışanların sağlığını tehdit etmez.
Yapılan çalışmalarda inek derisinin karbon ayak izinin metrekare başına 110.0 kg karbon salınımına neden olduğu ve sentetik deriden metrekare başına yaklaşık 7 kat daha fazla iklim etkisine sahip olduğu bulunmuştur. Bitkisel derinin, bu kıyaslamaya dahil edildiğinde ve sentetik vegan deri ile kıyaslandığında 17 kat; hayvansal deri ile kıyaslandığında ise 40 kat daha düşük karbon ayak izine sahip olduğu görünmektedir. Bizim için küçük, fakat gezegenimiz için oldukça büyük bir adım!
Uzun Vadede Çok Daha Uygun Maliyetli
Bitkisel derinin hem üretici hem de tüketici için hayvansal deriye kıyasla maliyet olarak çok daha uygun hale geleceği görülmektedir. Bitkisel deri teknolojisi henüz yolun başında olduğundan ötürü sektör içinde net bir rekabet ortamı oluşamamıştır. Firmaların ar-ge süreçleri halen devam etmektedir ve bu nedenle de bitkisel derinin günümüzdeki fiyatları birinci sınıf hayvansal deriyle aynı seviyelerde seyretmektedir. Ancak üretimi için hayvansal deri gibi yüksek miktarda kaynak gerektirmemesi ve hayvan yetiştirmeye gerek duyulmamasından ötürü bitkisel deri, sürdürülebilir modaya öncülük ederken, kullanımı yaygınlaştıkça ve geliştirme çalışmaları ilerledikçe çok da uygun fiyatlı bir seçenek haline gelecektir.
Ayrıca birçok farklı bitkisel deri alternatifi için tarımsal ve üretimsel atıkların kullanıyor oluşu, bitkisel deriyi gerçek bir kazan-kazan durumunun baş kahramanı haline getirmektedir. Bu kazan-kazan durumunda hem atık olarak doğaya bırakılacak olan bitki artıkları ileri dönüştürülerek kullanıma uygun hale getirilir, hem de üretim maliyetlerinin önemli bir parçası olan hammadde maliyeti hayvansal deriye kıyasla çok daha fazla düşürülmüş olur.
Aynı zamanda kullanıcılar için de bitkisel deri uzun vadede hayvansal deriden de sentetik deriden de daha az maliyetlidir. Sentetik deri kullanım olarak uzun ömürlü değildir, dayanıklılığını koruyabilmesi için bakıma ihtiyaç duyar ve belirli bir süreden sonra kullanılamaz hale gelir. Hayvansal derinin yıpranmaması ve uzun ömürlü kullanımı için de çeşitli kimyasallar ile düzenli olarak bakımının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Oysa hayvansal deri ile birebir aynı testlerden geçerek dayanıklılığı hayvansal deri ile eşdeğer bulunan bitkisel deri için bakım da oldukça basittir: bir adet nemli bez ve yıkılmış ön yargılar!
Çok Yönlü ve Yenilikçidir
Günlük giyime ve yıpranmaya dayanabilen bitkisel deri çok farklı tasarımlara göre şekillendirilebilir, bu da giyimden mobilyaya kadar her şey için bitkisel deri kullanabilmeyi ideal hale getirir. Bitki bazlı derinin gelecekte ne için kullanılabileceği konusunda sonsuz olasılık var! Her gün gelişmekte olan yüzlerce renk seçeneği ile şık, modanın gerisinde kalmayan hatta ve hatta çağımızın trendlerine yön veren bir devrim niteliğinde.
Kısaca özetlemek gerekirse, bitkisel deri endüstrisi yüksek potansiyeli ve heyecanlanacak bir çok yenilikçi perspektifiyle hayvansal derinin muadilidir. İklim dostu, sömürüden arınmış, sürdürülebilir bir moda endüstrisine katkıda bulunma konusunda olağanüstü bir güce sahip. İnsanlık olarak inovasyonlarımızı, yaratıcılığımız ve gezegen sevgimiz ile birleştirdiğimizde neler yapabileceğimizin en büyük göstergelerinden biri!
Haydi gelin, bitki devrimini beraber büyütelim!